Divan Grubu Sürdürülebilirlik Çalıştayını Duyurdu
Divan Grubu, "Sadece En İyi" prensibiyle sürdürülebilir bir gelecek için çalışan bir şirket olarak biliniyor. "4 Mevsim Divan" projesi kapsamında, gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakma hedefiyle önemli bir yolculuk başlatan firma, "birlikte dönüşüm" hareketiyle bir çalıştay düzenledi. Sektör temsilcileri, şirket liderleri, ve sürdürülebilirlik alanında faaliyet gösteren dernek ve vakıf temsilcileri, Etki Çemberleri Vakfı iş birliği ile düzenlenen çalıştaya katıldı.
Çalıştayda, "Gelecek İçin Divan’dayız" panelinde sürdürülebilirlik bütünsel bir yaklaşımla ele alındı. Divan Grubu, otelcilik, gurme ürünler ve yeme-içme sektörlerinde sürdürülebilirlik odaklı süreçlerini dönüştürmeye devam ediyor. "4 Mevsim Divan" projesi kapsamında Divan İstanbul Otel’de düzenlenen çalıştayda, yerellik, yerindelik, fonksiyonellik, kaynaklara saygı, insana ve ekolojiye odaklı multidisipliner bir tasarım için ortak hareket ve birlikte dönüşüm gereklilikleri ve yöntemleri ele alındı.
Açılış konuşmalarını Divan Grubu İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Özgür Şahin ve Divan Grubu Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Gönül Gültekin gerçekleştirdi. Şahin, Divan Grubu'nun sürdürülebilirlik yolculuğunu anlatarak, "Her paydaşa saygı" felsefesiyle sürdürülebilir bir dünyaya ulaşma hedefine vurgu yaptı. Gültekin ise Divan Grubu'nun sürdürülebilirliği gastronomiyle birleştirerek projelerini hayata geçirdiğini belirtti.
Etki Çemberleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Aylin Gezgüç, endüstriyel ekoloji ve ekolojik vatandaşlığı öne çıkaran örnekler üretmenin amaçları olduğunu söyledi. Gazeteci, Yazar ve Etki Çemberleri Danışma Kurulu üyesi Elif Ergu, toplumsal ve çevresel kaynakların tek elde toplandığına dikkat çekerek, çoğunluğun etki yaratma gücü olduğunu vurguladı.
Çalıştayın ardından hazırlanan "4 Mevsim Divan" manifestosunda iş birliklerinin ön plana çıktığı belirtildi. Özel sektör ve sivil toplum iş birliği etkinliği olarak planlanan çalışmanın ardından manifesto, paydaş ağlarıyla geliştirilerek yaygınlaştırılacak. Manifesto, gıda, tarım ve ağırlama sektörlerinde sürdürülebilir dönüşüm için bir yol haritası sunuyor. Dönüşümün, doğal sistemlerle ekonomik ve sosyal yapıların etkileşimini dengelemeyi amaçlayan bir yaklaşım olduğu vurgulanarak, nesiller arası diyalog alanlarına ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Ayrıca, onarıcı iş birlikleri yaparak, sahaya inilerek ve sahayı izleyerek yeni sistemler geliştirmenin önemi vurgulanıyor. Manifesto, birlikte dönüşüm ve birlikte hareket etme çağrısında bulunuyor.