Alev GÖKÇE

Bugün Markanız İçin Ne Yaptınız?

Alev Gökçe

Bu yazıyı büyük pazarlama departmanları olmayan nispeten küçük şirketler için yazıyorum. 

Hayatın gerçeği - hepimiz ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız. Eğer ciromuz bize yeterince imkan sağlamıyor ise büyük bir pazarlama departmanı kuramayız. Belki bir iki kişi çalıştırabiliriz pazarlama uzmanı olarak; ama hepsi bu. 

Bu durum marka yaratmak için bir dezavantaj olmak zorunda mı? Bence değil. Hatta bu engeli bir avantaja dönüştürmek de pek ala mümkün. 

Küçük bir şirketseniz patron olarak işin başındasınız demektir büyük ihtimalle. Patron olarak yönetimde bulunmanın avantajı, neden o işi yaptığınızı, kime hizmet ettiğinizi, markanızın avantajlarını, rekabetten farklılıklarınızı, yenilik/inovasyon açısından piyasanın sizden ne beklediğini vs herkesten iyi biliyor olmanız demektir. 

Eh bunlar aslında çoğunlukla kuvvetli pazarlama departmanlarının görevi olduğuna göre bir anlamda şirketinizin pazarlama departmanı da siz oluyorsunuz. 

Şimdi tabii ben koskoca şirket sahibiyim, pazarlama benim işim değil demeyin. Çünkü pazarlama aslında şirketin, markanın dinamosudur. Bizim kullandığımız bir tabir vardır ‘marketing driven’ şirketler – yani pazarlamanın öncü güç olduğu şirketler. Ne demek isteriz bu ifade ile: Pazarlamanın en önemli görevinin- insanı ve onun ihtiyacını anlamak ve o ihtiyaca anlamlı ve fark yaratan ürünler ile hizmet etmek – ilimi olduğunu ifade ederiz.  Pazarlama, şirketin içinde öncü görev görmeli ki diğer fonksiyonlar nereye odaklanmaları konusunda net olabilsinler. 

Evet, kabul edelim ki patron olarak siz aynı zamanda usta bir pazarlama stratejisti olmak durumundasınız. Ve çoğunlukla aslında yukarıda da belirttiğim gibi patronlar bu görevi fark etmeden de olsa üstlenirler. Size naçizane tavsiyem bu görevi – yani şirketiniz için stratejik pazarlama öncüsü olma ve marka yaratma görevini bilinçli olarak üstlenmeniz. 

İşte o zaman pazarlama ilimi ile ilgili çok daha bilinçli adımlar atmak ve kendinizi bu alanda yetiştirmek için fırsat vermiş olursunuz. 

Ana sorumuza gelelim şimdi. Markanız için bugün ne yaptınız?

- Marka stratejinizi gözden geçirdiniz mi? Daha doğrusu marka stratejiniz var mı?

- Marka kimliğiniz istediğiniz noktada mı? Daha doğrusu rakiplere göre piyasada fark yaratabiliyor musunuz?

- Müşterilerinizin ihtiyacını karşılıyor musunuz? Daha doğrusu müşterilerinizin ihtiyacını derinlemesine araştırdınız ve tam olarak tarif edebiliyor musunuz?

- Yeniliğe açık mısınız? Daha doğrusu sektörünüzdeki hem iç hem de dış piyasadaki yenilikleri takip edip, kendi markanıza uygun bir inovasyon stratejiniz var mı?

- Sorduğunuzda müşterileriniz markanızı nasıl tarif ediyor? Daha doğrusu markanıza onu müşterilerinizin kalbine oturtacak bir anlam yüklediniz mi?

Bu sorulardan herhangi birine olumlu cevap verdiniz ise, bugün markanız için önemli bir şey yapmışsınız demektir. 

Sürdürülebilirlikle kalın…



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)