Giderek büyüyen enerji krizi çözüm arayışlarını da hızlandırıyor. Aylardır süren müzakerelerin ardından Avrupa Parlamentosu üyeleri, bloğun Binalarda Enerji Performansı Direktifi (EPBD) için yeni bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre Avrupa Birliği (AB) ülkeleri 2040’a kadar fosil yakıtla ısınmayı aşamalı olarak durdurmayı kabul etti. Ayrıca 2025’ten itibaren kombiler için finansal destek de verilmeyecek.
Sürdürülebilir bir dünya ve enerji tasarrufu için Türkiye’nin de adımlarını hızlandırması gerektiğine dikkat çeken İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Sürdürülebilir bir dünya için temiz enerji kaynaklarına ve enerji verimliliğine ihtiyacımız var. Bu noktada binalarımızı, enerjiyi az tüketen ve çevre dostu bir yapıya kavuşturmak gerekiyor. Bunun da yolu enerji tüketimini ciddi oranda düşüren yalıtım uygulamalarından geçiyor. Enerji israfımız gelişmiş ülkelerden 3 ila 5 kat daha fazla. Avrupa Birliği’nin attığı yeni adımlarla aramızdaki bu fark da giderek artacak” dedi.
Enerji dönüşümünün hızlandığı ve bu konuda etkin önlemlerin alındığı bir dönemden geçildiğini belirten İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Yaşanan enerji krizleri ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin giderek daha fazla hissedilmesi başta Avrupa olmak üzere tüm ülkeleri yeni tedbirler almaya itiyor. Avrupa Birliği’nin karbon nötr hedeflerinin yansımalarını her alanda görebiliyoruz. Son olarak Binalarda Enerji Performansı Direktifi (EPBD) ile ilgili imzalanan anlaşmayla; 1 Ocak 2025 itibarıyla AB ülkeleri, fosil yakıtlarla çalışan kombilerin kurulumu için herhangi bir mali teşvik sağlamayacak.
AB kurumları, 2040 yılına kadar doğalgaz kombilerinin kullanımdan kaldırılması amacıyla Ulusal Bina Yenileme Planları’na bir yol haritası eklenmesi konusunda fikir birliğine vardı. 2030 itibarıyla yeni inşa edilen evler de dahil olmak üzere tüm yeni binalar, fosil yakıtlardan kaynaklanan sıfır yerinde karbon emisyonu ile Sıfır Emisyon Binaları olmak zorunda. 2050 yılına kadar AB’deki tüm binalar sıfır emisyonlu binalara dönüştürülecek. Sürdürülebilir bir dünya için binalarda köklü çevreci çözümlere ihtiyaç var.
Çevre dostu ve enerji verimli bir yapılaşmadan bahsedebilmek için ise kurallarına uygun yapılmış yalıtım şart. Ülke olarak bizim de enerji dönüşümüne öncelikle israfı ortadan kaldıracak çözümlerle başlamamız ve gerekli düzenlemeleri yapmamız gerekiyor. Yalıtım sektöründe atılması gereken en önemli adım; enerji limitlerinin yeniden belirlenmesi ve yalıtım kalınlıklarının bölgelere göre yenilenmesi.”
Türkiye, eskiyen enerji limitleri yüzünden gelişmiş ülkelerin gerisinde kalıyor
Avrupa Birliği’nin binalarda enerji tüketimini düşürmek ve fosil yakıt kullanımını azaltmak amacıyla yeni adımlar atmaya devam ettiğini, atılan her adımla birlikte enerji verimliliği noktasında AB ile aramızdaki farkın açıldığına dikkat çeken İZODER Başkanı Emrullah Eruslu; “Türkiye’de 2008 yılında tanımlanmış enerji limitlerinin kullanılması enerjide büyük oranda israfa sebep oluyor. Avrupa Birliği’nde 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümü 2020 yılının başından itibaren ise tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili olarak yapılıyor. Birçok gelişmiş ülkede binalar, ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık enerji tüketimi 30-50 kW olacak şekilde yalıtımlı olarak tasarlanıyor ve inşa ediliyor.
Ülkemizde ise halen bina enerji tüketimi 120-150 kW (birim metrekare/yıl) seviyesinde. Enerji israfımız gelişmiş ülkeler ile mukayese edildiğinde 3 ila 5 kat daha fazla. Bir an önce Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de tanımlandığı üzere enerji limitlerimizi ve U değerlerimizi bu revizyonla birlikte gelişmiş ülkeler seviyesine getirmemiz gerekiyor. Dernek olarak hayata geçirdiğimiz ‘Tek yol U dönüşü’ kampanyamızla da U değerlerinin (ısı geçirgenlik oranı) ülke genelinde iyileştirilmesi konusunda yoğun bir gayret sarf ediyoruz. Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standartı TS 825 revizyonunun bir an önce yapılmasını ve kentsel dönüşüm seferberliğine entegre edilmesini bekliyoruz. Yoksa AB’nin attığı her yeni adım ile aramızdaki mesafe giderek büyüyecek” dedi.
Tüm yeni yapılar “Neredeyse Sıfır Enerjili Bina” konsepti ile inşa edilmeli
Sürdürülebilirlik yarışında nSEB konsepti ile yapılacak binaların Türkiye için büyük fırsatlar barındırdığını söyleyen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yaptığı düzenleme ile 1 Ocak 2023’ten itibaren parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan tüm binalar “Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar” (nSEB) konseptine uygun inşa edilmek zorunda.
Binaların enerji performans sınıfını en az “B”ye yükseltecek bu düzenleme; sürdürülebilir, çevreye duyarlı ve enerji verimli yapılaşma konusunda ülkemizi gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarabilecek önemli adımlar içeriyor. nSEB binalar, diğer binalara göre cephelerde en az 2-3 cm, çatılarda en az 4-6 cm, döşemelerde en az 2 cm daha kalın yalıtıma ve kaplamalı yalıtım camı üniteleri ile ısı yalıtım değerleri iyileştirilmiş pencerelere sahip olduklarından yakıt faturalarında kullanıcılarına yüksek oranda tasarruf sağlıyor.
İlgili düzenlemeyle bu yıl Türkiye genelinde yaklaşık bin 400 bina “Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar” (nSEB) konseptine geçti. Sürdürülebilir ve güvenli yapılaşmada nSEB binalar kilit bir rol üstleniyor. Şu anda 5 bin metrekareden büyük binalar için zorunlu olsa da Türkiye’nin “2053 net sıfır emisyon” hedefi doğrultusunda tüm yeni yapılan binaların nSEB konseptinde yapılması çok büyük önem taşıyor.”